• Türkçe
    • English
  • English 
    • Türkçe
    • English
  • Login
View Item 
  •   DSpace Home
  • Rektörlüğe Bağlı Birimler
  • Öksüz Yayınları
  • View Item
  •   DSpace Home
  • Rektörlüğe Bağlı Birimler
  • Öksüz Yayınları
  • View Item
JavaScript is disabled for your browser. Some features of this site may not work without it.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN ORTADOĞU İLE TARİHSEL-JEOPOLİTİK-TEOPOLİTİK BÖLGESEL İLİŞKİLERİ

xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights

info:eu-repo/semantics/openAccess

Date

2021

Author

Karakuş, Girayalp

Metadata

Show full item record

Abstract

Savaş sonrası kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sosyo-ekonomik sorunları devasa boyutlara ulaşmış arka arkaya gelen savaşlar ile genç nüfus harp meydanlarında yok olmuştu. Tarım ülkesi Türkiye’de üretimin düşmesi fakirliği yaygınlaştırmıştı. Türkiye Devlet “Beka” sorunuyla karşı karşıya idi. Dolayısıyla Türkiye gücü nispetinde jeo-politikçi yayılmacı bir siyaset yerine “Yurtta sulh, cihanda sulh” prensibinden hareketle denge siyasetine yönelmiş ve pro-aktif bir dış politika tercihi yapmıştır. Sadabad Paktı ve Balkan Paktı bu doğrultuda organize edilmiştir. Genç Cumhuriyet Pan-Türkist ve Pan-İslamist dış politika anlayışları yerine önceliği iç politikaya ayırmış ve dindar bir toplum yerine maneviyatçı bir toplum yaratmaya çalışmıştır. Türkiye yarım kalan devrimler sonrası dış politikada eğilimini Batı Bloku’ndan yana kullanmış ve bir nevi NATO’nun ileri karakolu vazifesini görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’nin Ortadoğu ile olan ilişkileri de Batılı ülkelerin konsepti çerçevesinde şekillenmiştir. 1960 müdahalesi sonrası Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerde bazı adımlar atılsa da özellikle Kıbrıs sorununda Türkiye Ortadoğu ülkelerinden gerekli desteği görememiştir. Önsel olarak somut durumun somut tahlilini yapmak gerekirse Türkiye’nin Cezayir sorununda ortaya koyduğu ikircikli tavrın bu olumsuz yaklaşımlarda etkili olduğunu söyleyebiliriz. 1970’li yıllarda Türkiye, Ecevit’in Üçüncü Dünyacı dış politika yaklaşımının meyvelerini daha sonra 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda görecektir. Ancak daha sonra “Arap ülkelerinin sorunlarına karışmamalı yaklaşımı” tekrar Türk dış politikasında hâkim anlayış olacaktır. 1990’lı yıllarda ise özellikle Türk aydınlarının öldürülmesi ve bu cinayetlerin İran ile ilişkilendirilmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açacaktır. Türkiye-Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşma AKP döneminde artacak ama Arap Baharı’nın başlamasıyla ilişkiler önce durgunluk daha sonra ilişkilerde soğuma prosesine doğru yönelmiştir.

Volume

14

Issue

2

URI

https://hdl.handle.net/20.500.12450/4808

Collections

  • Öksüz Yayınları [1372]



DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
@mire NV
 

 




| Instruction | Guide | Contact |

DSpace@Amasya

by OpenAIRE
Advanced Search

sherpa/romeo

Browse

All of DSpaceCommunities & CollectionsBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsTypeDepartmentPublisherCategoryLanguageAccess TypeThis CollectionBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsTypeDepartmentPublisherCategoryLanguageAccess Type

My Account

LoginRegister

DSpace software copyright © 2002-2015  DuraSpace
Contact Us | Send Feedback
Theme by 
@mire NV
 

 


|| Instruction || Guide || Library || Amasya University || OAI-PMH ||

Amasya Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Amasya, Turkey
If you find any errors in content, please contact: openaccess@amasya.edu.tr

Creative Commons License
DSpace@Amasya by Amasya University Institutional Repository is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported License..

DSpace@Amasya: