Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorMetin Hakverdioğlu
dc.date.accessioned09.07.201910:49:13
dc.date.accessioned2019-07-09T21:05:50Z
dc.date.available09.07.201910:49:13
dc.date.available2019-07-09T21:05:50Z
dc.date.issued2016
dc.identifier.issn2146-4421
dc.identifier.urihttps://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpJNU5qYzBOQT09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12450/375
dc.description.abstractAzerbaycan doğumlu olan ve Amasya'da İsmail Şirvanî adlı yine Azerbaycan göçmeni bir Nakşî-Halidî şeyhinin yanında yeti- şen Mir Hamza Nigârî, Türk edebiyatına hediye ettiği biri Farsça biri Türkçe iki divan ve Nigar-nâme (Memmedli, 2012) adlı bir mesnevî ile ün kazanmıştır. Seyyid olan Mir Hamza Nigârî, hayatı boyunca tam bir Hz. Hüseyin âşığı olarak şiirler yazmış, dersler vermiştir. Onun Azerbaycan'da Sünnîlikle suçlanması kadar Osmanlı'da Şiîlikle suç- lanması da aynı oranda anlamsızdır. Onun kendisi için seçtiği yer mezhepler çıkmadan önceki noktadır; yani o, kendisini Peygamber torunu olarak bir mezhebin mensubu olmak zorunda görmez. İşte bu bağlamda söylediği sözler her iki mezhepten olanları da memnun etmemiştir beyti her iki kesimi de tatmin etmemiştir. Şiî veya Caferî hatta Alevî olan kesim onun korkudan dolayı açıkça bu eğilimini söyleyemediğini iddia ederler; Sünnî kesim ise onun Nakşî şeyhi İsmail Şirvanî dolayısıyla katıksız bir Sünnî olduğunu ancak İran'dan etkilenmiş olabileceğini iddia ederler. Bu yakıştırmaların ikisi de kendisi tarafından reddedilmiştir. Ya hayatındaki uygulamalarla ya da söylediği sözlerle iki kesime de hep aynı mesajı vermiştir. Onun divanında yer alan Süfyânîler (Süfyan, Muaviye, Yezid ve Mervan) şiirleri bir araya getirildiğinde şairin bu isimler etrafında zalimleri yerdiği açıkça görülmektedir. Yani ne Sünnî'ye ne de Şiî-Alevî kesime dâhil olma gibi bir derdi yoktur şairin. Onun amacı Hz. Hüseyin gibi sadece ve sadece doğrunun ve hakkın yanında olmaktır. Çalışmamızla bu gerçek bir kez daha gün yüzüne çıkmış olacaktır.en_US
dc.description.abstractijan and was brought up by a Naqsh?- Khalidî sheikh who is also an Azerbaijani immigrant named Ismail Şirvanî in Amasya, has gained a reputation with one of the Persian language divan and Nigar-nâme called mesnevî which he gave to Turkish literature. Sayyid, Mir Hamza Nigari has written poets, and has given lectures as a lover of Hz. Hussein. His accusation of Shi’ism in the Ottoman as much as his accusation of Sunni in Azerbaijan is meaningless at the same time. The place he chooses for herself is the point that is before the sects; That is, he hasn’t felt obliged to be member of any sect as a grandson of the Prophet. Here are his words in this context that were not satisfied both sects. Friends who love Allah and Muhammad We are neither Sunnis nor Shiites, only Muslims When his poems about the Sufyanis in his divan are brought together, it is obviously seen that the poet was satirising the oppressors around this names. That’s to say, the poet hasn’t any problem about being in volved any fraction neither Sunni nor ShiiteAlawi. His goal is to be together only with the truth and right just like Hussein. This fact will be revealed again in our work.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectSosyal Bilimler Tarihien_US
dc.titleMİR HAMZA NİGÂRÎ VE SÜFYÂNÎLERen_US
dc.title.alternativeMIR HAMZA NIGARI AND SUPYAN SUPPORTERSen_US
dc.typearticleen_US
dc.relation.journalAlevilik Araştırmaları Dergisien_US
dc.departmentAmasya Üniversitesien_US
dc.identifier.volume1en_US
dc.identifier.issue12en_US
dc.identifier.startpage115en_US
dc.identifier.endpage139en_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster