MİR HAMZA NİGÂRÎ VE SÜFYÂNÎLER
xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2016Metadata
Show full item recordAbstract
Azerbaycan doğumlu olan ve Amasya'da İsmail Şirvanî adlı yine Azerbaycan göçmeni bir Nakşî-Halidî şeyhinin yanında yeti- şen Mir Hamza Nigârî, Türk edebiyatına hediye ettiği biri Farsça biri Türkçe iki divan ve Nigar-nâme (Memmedli, 2012) adlı bir mesnevî ile ün kazanmıştır. Seyyid olan Mir Hamza Nigârî, hayatı boyunca tam bir Hz. Hüseyin âşığı olarak şiirler yazmış, dersler vermiştir. Onun Azerbaycan'da Sünnîlikle suçlanması kadar Osmanlı'da Şiîlikle suç- lanması da aynı oranda anlamsızdır. Onun kendisi için seçtiği yer mezhepler çıkmadan önceki noktadır; yani o, kendisini Peygamber torunu olarak bir mezhebin mensubu olmak zorunda görmez. İşte bu bağlamda söylediği sözler her iki mezhepten olanları da memnun etmemiştir beyti her iki kesimi de tatmin etmemiştir. Şiî veya Caferî hatta Alevî olan kesim onun korkudan dolayı açıkça bu eğilimini söyleyemediğini iddia ederler; Sünnî kesim ise onun Nakşî şeyhi İsmail Şirvanî dolayısıyla katıksız bir Sünnî olduğunu ancak İran'dan etkilenmiş olabileceğini iddia ederler. Bu yakıştırmaların ikisi de kendisi tarafından reddedilmiştir. Ya hayatındaki uygulamalarla ya da söylediği sözlerle iki kesime de hep aynı mesajı vermiştir. Onun divanında yer alan Süfyânîler (Süfyan, Muaviye, Yezid ve Mervan) şiirleri bir araya getirildiğinde şairin bu isimler etrafında zalimleri yerdiği açıkça görülmektedir. Yani ne Sünnî'ye ne de Şiî-Alevî kesime dâhil olma gibi bir derdi yoktur şairin. Onun amacı Hz. Hüseyin gibi sadece ve sadece doğrunun ve hakkın yanında olmaktır. Çalışmamızla bu gerçek bir kez daha gün yüzüne çıkmış olacaktır. ijan and was brought up by a Naqsh?-
Khalidî sheikh who is also an Azerbaijani
immigrant named Ismail Şirvanî in Amasya,
has gained a reputation with one of the Persian
language divan and Nigar-nâme called
mesnevî which he gave to Turkish literature.
Sayyid, Mir Hamza Nigari has written
poets, and has given lectures as a lover of
Hz. Hussein. His accusation of Shi’ism in
the Ottoman as much as his accusation of
Sunni in Azerbaijan is meaningless at the
same time. The place he chooses for herself
is the point that is before the sects; That is,
he hasn’t felt obliged to be member of any
sect as a grandson of the Prophet. Here are
his words in this context that were not satisfied
both sects.
Friends who love Allah and
Muhammad
We are neither Sunnis nor Shiites, only
Muslims
When his poems about the Sufyanis in
his divan are brought together, it is obviously
seen that the poet was satirising the
oppressors around this names. That’s to say,
the poet hasn’t any problem about being in volved any fraction neither Sunni nor ShiiteAlawi.
His goal is to be together only with
the truth and right just like Hussein.
This fact will be revealed again in our
work.
Source
Alevilik Araştırmaları DergisiVolume
1Issue
12URI
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpJNU5qYzBOQT09https://hdl.handle.net/20.500.12450/375