MEVLÂNÂ’NIN SIRLARINI MESNEVÎ’NİN ALTINCI BEYTİ ÜZERİNDEN OKUMAK
Özet
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin tasavvufî öğretilerini mistik bir yolculuk içerisinde çeşitli simgelerle okuyucusuna sunduğu Mesnevî-yi Ma’nevî, tasavvuf edebiyatının en seçkin örneklerinden birisidir. Altı ciltten oluşan bu hacimli eser, derin manevî anlamlar içeren ahlakî hikayelerin yoğun şekilde işlendiği bir klasiktir. Hem Mevlânâ’nın şöhretinden dolayı hem de Mevlevîlerin teşkilatçı yapıya sahip olmaları hasebiyle Mesnevî, faklı mekânlarda çağlar boyunca okutulan, üzerinde düşünülen, yorumlamalar yapılan bir eser olarak karşımıza çıkar. Sahip olduğu derin anlamlar ve alegorik yapısı sebebiyle de Mesnevî her dönemde yeni bakış açılarıyla sûfîler ve araştırmacılar tarafından şerh edilmiş, derinliklerde kalan yeni anlam katmanları aydınlatılmaya çalışılmıştır. Şârihler, Mesnevî’yi şerh ederken özellikle ilk on sekiz beytine ayrı bir önem vermiştir. Varlığa ve birliğe ulaşma hedefinde olanlara bir yol haritası çıkarma amacında olan Mesnevî’nin cevheri olarak görebileceğimiz bu ilk on sekiz beyit, bir anlamda Mesnevî’nin asıl özüdür. Simgelerle ve sırlarla dolu olan bu beyitlerde her okumada farklı keşifler ve farklı anlamlandırmalar okuyucunun karşısına çıkar. Bu beyitlerden altıncı beyitte ise Mevlânâ, varlığın sırlarından dem vurarak herkesin kendisini olması gerektiği kadar anlayamadığından bahseder. Çalışmamızda söz konusu olan bu sırlardan Mevlânâ’nın ne demek istediğini, Mesnevî’nin altıncı beyti ekseninde bugüne kadar yapılmış şerhlerden yola çıkarak yeni okumalar yapmak asıl amacımız olacaktır.
Cilt
9Sayı
"Dinle Neylerden" Mesnevî'nin İlk 18 Beyit Şerhleri Özel SayısıKoleksiyonlar
- Öksüz Yayınları [1372]