Türkiye Solunda Bir Figür Olarak Attila İlhan
xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2016Metadata
Show full item recordAbstract
Daha çok roman, şiir ve denemeleriyle Türkiye edebiyat dünyasının tanınmış simalarından Attila İlhan, aynı zamanda yazdığı edebi metinlerin de yardımıyla sol düşünce içinde bir siyasal kişilik olarak kendine yer edinmiştir. Solcu şair ve yazarları okumanın suç sayıldığı 1940'Iarda, bu suçu işlediği için devlet tarafından "solcu" ilan edilen İlhan'ın, sol düşünce/hareket içinde aktif varlığı çok kısa sürelidir. Türkiye'deki baskı rejiminden kaçarak gittiği Fransa deneyiminin etkisiyle Kemalizm'e yönelmiş ve Kemalizm'i tüm düşünce dünyasının merkezine yerleştirmiştir. İlhan'ın düşünce dünyasının bir diğer belirleyeni, yine Fransa etkisiyle şekillenen kendine özgü diyalektik yöntemidir. Tüm zıt düşüncelerin birbirini mutlak içerdiğinden/içermesi gerektiğinden hareket eden yöntemi aracılığıyla İlhan, çerçevesini Kemalizm'in çizdiği bir sol düşüncenin mümkün olduğuna, bir başka ifadeyle Kemalizm ve sosyalizmin birbirini içerdiğine/kapsadığına inanır. Bu inançla kendisini, toplumu ulusal Türk sosyalizmi adını verdiği yeni bir kapsayıcı Kemalist siyaset altında birleştirmeye adar. Bu, içinde kavram ve söylem olarak sosyalizmin olmadığı, antiemperyalist olması kaydıyla solcu, İslamcı ve milliyetçi tüm toplum kesimlerine hitap eden yeni bir Kemalizm okumasından başka bir şey değildir. Atilla İlhan, who is more widely known with his novels, poems and dissertations in Turkish Literature,
has gained place in leftist thought as political character by means of his literary works. llhan’s
active participation within leftist thought/movement was quite short during the 1940’s, through
which reading leftist poets and writers was deemed as guilt and he was declared as ”leftist” by the
state as he engaged in such an activity. By the effect of his French experience after his escape from
the repressive regime, he tended towards Kemalism and placed it into the center of his thinking.
Other significant determinant of his thought is dialectic methodology shaped by his experience
in France. By means of this methodology, which is derived from the idea that all opposite ideas
contain/supersede each other, llhan believes that leftist thought would possibly be framed by
Kemalism. In other words, he believes that Kemalism and leftist thought cover/supersede each
other. With this thought in mind, he dedicates himself to combining society under the new and
inclusive Kemalist idea. This is nothing but new kind of Kemalist reading that addresses to all social
segments including antiimperialist leftists, Islamists and nationalists without any socialist implication.