Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorYerkazan, Hasan
dc.date.accessioned2024-03-12T19:39:28Z
dc.date.available2024-03-12T19:39:28Z
dc.date.issued2021
dc.identifier.issn1306-6218
dc.identifier.issn2636-8536
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/426703
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12450/3523
dc.description.abstractİbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî (öl. 643/1245) kaleme aldığı eserler ve yetiştirdiği öğrencileri ile hadîstarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. Bu makalede, ona nispet edilen Müsnedü’l-hâfız Osmân b.es-Salâh el-Eserî fîmâ verede mine’l-ehâdîs fî fadli’l-İskenderiyye ve ?Askalân isimli eser incelenip değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu eser, Berlin Devlet Kütüphanesinde bulunmaktadır. Kitap yirmi varaktır ve her bir varak on beş satırdan oluşmaktadır. Kesin olmamakla birlikte, İbnü’s-Salâh’a aitolma durumu söz konusudur. Zira kapak dışında İbnü’s-Salâh’ın ismine eserin herhangi bir yerindedeğinilmemiş ve bir tarih kaydı da düşülmemiştir. İçerdiği rivâyetler, kitâbet yolu ona iletilmiştir.İbnü’s-Salâh’ın bu rivâyetleri başka birine verdiği, okuttuğu veya icazet verdiğine dair bir malumata da ulaşılamamıştır. Bu eserde İskenderiye ve Askalân’ın fazileti ile ilgili rivâyetlerin yanı sıraAllah yolunda ribâtta bulunmanın değerleri ile ilgili hadîsler de nakledilmiştir. İskenderiye, Akdeniz kıyısında bulunmakta olup Mısır’ın ikinci büyük şehridir. Askalân ise Filistin’in önde gelen şehirlerinden biri olup bugün İsrail’in işgali altında bulunmaktadır. Gazze’nin kuzeyinde bir Akdenizşehridir. Askerî, dinî, ilmî, ticarî ve sosyal faaliyetlerin önemli merkezlerinden olan bu iki şehir,tarihi süreç içerisinde çok sayıda kültür ve medeniyete ev sahipliği etmiştir. Ribât ise düşman saldırılarına karşı sınır boylarında nöbet tutmak, cihad için hazırlık yapmak, İslâm topraklarını muhafaza etmeye çalışmak gibi anlamlara gelmektedir.Bu eserde altmış altı rivâyet nakledilmiştir. Rivâyetlerin yarısı, kaynağı açısından merfûdur. Geriyekalan rivâyetler ise mevkûf ve maktûdur. Muhteva açısından rivâyetlerin büyük çoğunluğu ribâttabulunmanın sevabı ve İskenderiye’nin fazileti ile ilgilidir. Allah yolunda ribâtta bulunmanın kıymetiile ilgili rivâyetlerin, temel hadîs kaynaklarında nakledildiği görülmüştür. İskenderiye ve şehirlerinfazileti ile ilgili olanların ise kaynağı tespit edilememiştir.Merfu olmayan rivâyetlerin de içeriği ağırlıklı olarak ribât ve İskenderiye’nin faziletine dairdir. İskenderiye ile ilgili rivâyetlerde dahî ribâtavurgu yapılmış ve bununla bağlantılı olarak bu şehirde ribâtta bulunmanın çok daha makbul olduğubelirtilmiştir.Senedlerde bulunan râvî sayısı iki ile on iki arasında değişmektedir. İlk ve son râvisi açısından bakıldığında bu rivâyetlerin ağırlıklı olarak birkaç râvî tarafından nakledildiğini söylemek mümkündür. Bunun yanı sıra her ne kadar ilk ve son râvî olmasa da Hânî b. Müvekkil gibi bazı râvilerinbirçok rivâyetin senedinde bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin İskenderiye ile ilgili bâtıl rivâyetler naklettikleri bilgisi, söz konusu eserde yer alan hadîslerin sahih olmadığı hatta uydurulduğu sonucuna ulaştırmaktadır. Ribât ile ilgili genel manadaki rivâyetlerin, sırf şehrin elde tutulması ve korunması amacıyla İskenderiye ile ilişkilendirildiği izlenimi verdiği söylenebilir. Zira ilkdönemlerde kaynaklarında bulunmayan böyle rivâyetlerin sonradan ortaya çıktığı ve nispeten geçdönem eserlerinde yer aldığı görülmektedir.İbnü’s-Salah gibi usûlde uzman olan birinin -mevcut verilere göre- uydurma özelliğine sahip rivâyetlere eserinde yer vermesi, hadîslerin sıhhati ile ilgili hiçbir açıklama ve değerlendirmede debulunmaması bir eksiklik olarak görülebilir. Ancak buradan İbnü’s-Salâh’ın uydurma hadîsler konusunda özensiz veya mütesahil davrandığını söylemek de zorlama bir yorum ve niyet okuma olur.Zira o, bu eserde nakledilen rivâyetleri kitâbet ve icâzet yoluyla tahammül etmiştir. Ayrıca kendisinden sonra bu rivâyetleri talebeleri aracılığı ile nakledildiğine dair bir bilgi de bulunmamaktadır.Yani rivâyet silsilesi tespit edilebildiği kadarıyla İbnü’s-Salâh ile son bulmuştur. Dolayısıyla onunuydurma hadîslerin yaygınlaşmasına imkân verdiği ve bu konuda titiz davranmadığını söylemekmümkün değildir. Bu çalışma vesilesiyle İbnü’s-Salâh’a nispet edilen bir eser, farklı boyutlarıylatetkik edilerek ilim dünyasının istifadesine sunulmuştur.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.relation.ispartofEskiyenien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleİbnü’s-Salâh’a Nispet Edilen Müsnedü’l-Hâfız Osmân b. es-Salâh el-Eserî fîmâ verede mine’l-ehâdîs fî fazli’l-İskenderiyye ve ?Askalân İsimli Eser Üzerine Bir Değerlendirmeen_US
dc.typearticleen_US
dc.departmentAmasya Üniversitesien_US
dc.identifier.volume0en_US
dc.identifier.issue43en_US
dc.identifier.startpage55en_US
dc.identifier.endpage76en_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.identifier.trdizinid426703en_US
dc.department-tempAmasya Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalıen_US


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster