Şiddeti Önlemede Aşk Teodisesinin Rolü
Özet
Günümüz sorunlarından biri olan şiddet yaşamımızın birçok alanında karşımıza çıkmaktadır. Şiddet insanlarda fiziksel ve psikolojik açıdan büyük yaralar açmaktadır. Genel olarak baktığımızda şiddet, ülkeler arası savaşlarda, iç savaşlarda, toplumsal olaylarda, günlük çalışma alanlarımızda, okullarda, hatta evlerimizin içindedir. Şiddetle ilgili son dönemlerde çalışmalara ağırlık verilmektedir ama bu çalışmaların yeterli olduğu çok söylenemez. Şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların planlanması, bu planların uygulamaya geçirilmesi, şiddete uğramış insanların almış olduğu fiziksel ve psikolojik yaraları sarmaya yardımcı olmak gerekmektedir. Şiddet olayları özgür iradeli insanların iradelerini kötü yönde kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çalışmamamızda şiddeti ahlâkî bir kötülük problemi olarak değerlendirmekteyiz. Filozoflar var olan kötülükleri çeşitli şekillerde sınıflamışlardır. Bunlardan en yaygın olanları doğal kötülük ve ahlâkî kötülüktür. Ahlâkî kötülük özgür bir iradeye sahip olan bir bireyin bu sahip olduğu özgür iradesiyle yaptığı kötü eylemleri içermektedir. Teistik inanca göre Tanrı her şeye gücü yeten, mutlak iyidir. Teistik inancın her şeye gücü yeten Tanrısı ile kötülüğün dünyada birlikte var olması kötülüğün varlığının bir sorun olarak görülmesine sebep olmuştur. Teistlerin dünyadaki kötülükler ile mutlak iyi bir Tanrı’nın var olmasını uzlaştırma çabası teodise denir. Çalışmamızda teodiselerden insan iradesini içeren özgür irade savunması ve ruh olgunlaştırma teodisesini ele aldık. Özgür irade teodisesine göre kötülükler evrenin özgür iradeyi içeren seviyelerinde ortaya çıkar yani bu teodiseyle Tanrı, kötülüğün varlığına dair sorumluluklardan arındırılmak istenmiştir. Bu teodisede Tanrı insanları başlangıçta özgür yaratmıştır ama insanlar özgür iradeleriyle kötülüğü seçip mükemmellikten uzaklaşmışlardır. Ele alacağımız bir diğer teodise olan ruh olgunlaştırma teodisesinde Tanrı insanları kendisinden bilişsel bir mesafede yaratmıştır. Bu mesafe insana Tanrı karşısında temel bir özgürlük imkânı tanır. Ruh olgunlaştırma teodisesinde insanlar başlangıçta olgun olmayan, kusurlu varlıklardır. İnsanlar bu dünyadaki imtihanları ve zorlukları aşarak ahlâki olgunluğa ulaşırlar. Bu sebeple Tanrı insanları özgür iradeli yaratmıştır. Bu teodisede dünya haz ve mutluluk içinde yaşama yeri değildir. Eğer bu dünya haz ve mutluluk yaşama yeri olursa bu durum doğa yasalarına ters düşecektir. Böyle bir dünyada etik kavramlar anlamını yitirir, ahlâkî gelişimlerini tamamlayamazlar. Bu iki teodiseyi şiddet konusu üzerinden ele alırsak her iki teodise de şiddet olaylarının çözümünde yetersiz kalmaktadır. Bu teodiseler aracılığıyla öğretilen erdemler insanlar tarafından dikkate alınmamaktadır ve insanlar iradelerini yine kötü olana yöneltmektedirler. İradesini kötüye yönelten insanların olgunlaşması da eksik kalmaktadır. Olgunlaşmayan ruhlar şiddeti berberinde getirirler. Buradaki yetersizlik karşısında bizler aşk teodisesinden faydalanabiliriz. Aşk teodisesinde aşkın hoşgörüsü ve insan sevgisi ön plandadır. Sevgiyle beraber gelen huzur ve muhabbet aşk teodisesinin beraberinde getirdiği güzelliklerdir. Ölçülü ve dengeli olma aşkla sağlanır. Aşk teodisesi kişinin aşırı öfkesini dizginlemesine yardımcı olur. Aşk teodisesinin insanlara sorumluluk veren yönü insanların olgunlaşmasını sağlar. Aşk teodisesi insanlardaki yardımlaşma, güzellik, doğruluk duygularını ortaya çıkarır. Aşkla dolu olan bir insan ulaştığı olgunluk sayesinde insanlara sevgi ve saygı duyar, nefret duygularından arınır. Şiddet olaylarının engellenmesinde ve kalıcı çözümler bulunmasında aşk teodisesi bir yol gösterici olabilir. Bu makale şiddet olaylarına bir çözüm önerisi olarak aşk teodisesinin rolünün ne olduğunu incelemektedir. Aşk teodisesi, şiddete karşı aşkın etkileyici ve değiştirici gücünü kullanıp, tüm yaşamı aşka, saygıya, hoşgörüye dönüştürmesinden, insanlar arası sevgiyi artırmasından dolayı önemlidir. Bu makaledeki amacımız aşk teodisesinin özünden yola çıkarak şiddet olaylarına çözüm önerileri sunma, bunlara farklı felsefî kavram ve perspektiften bakarak, bu bakış açılarını örneklerle zenginleştirmektir.
Sayı
19Bağlantı
https://doi.org/10.18498/amailad.1184758https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1149570
https://hdl.handle.net/20.500.12450/3137