Pigmente Deri Lezyonlarında Dermoskopik ve Patolojik Tanıların Karşılaştırılması
xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2015Metadata
Show full item recordAbstract
Amaç: Deri lezyonlarını değerlendirirken klinik ön tanı doğruluk oranını artırma amaçlı dermatoskop kullanılır. Bu çalışmada dermoskopik tanısı konulup cerrahi önerilen melanositik ve nonmelanositik lezyonların dermoskopik ve patolojik tanılarının uyumluluğunun istatistik olarak anlamlı olup olmadığının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Dermatolojik muayeneleri aynı hekim tarafından 15 mm’lik 10x büyütme, 8 beyaz LED özellikleri olan (3GEN DermLite DL 100) el dermatoskop cihazı kullanılarak yapılan 116’sı (%63.04) kadın, 68’i (%36.96) erkek toplam 184 hastadan alınan 300 adet eksizyon materyalinin tanıları karşılaştırılmıştır. Bulgular: Hastaların en küçüğü 7, en büyüğü 80 (ort. 36.47) yaşında olup; 116’sı (%63.04) kadın, 68’i (%36.96) erkek toplam 184 hastadan alınan 300 adet eksizyon materyalinin tanıları karşılaştırılmıştır. Lezyonların 220’si melanositik, 80’i nonmelanositik olarak değerlendirildi. Melanositik lezyonların 190’ının (%86.36) dermoskopik ve patolojik tanısı aynı olup, 30’unun (%13.64) farklıydı. Nonmelanositik lezyonların 30’unun (%37.5) dermoskopik tanısı ile patolojik tanısı aynı, 50’sinin (%62.5) tanısı ise farklıydı. Sonuç: Melanositik lezyonlarda doğru tanı koyma oranı nonmelanositik lezyonlara göre istatistik olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p=0.001). Çalışmamızda dermoskopi melanositik lezyonlarda daha yüksek oranda başarı sağlamıştır. Klinik tanının doğruluk oranının artması; hasta takibinde, cerrahi işlem öncesi planlamada ve doğru ön tanıyla da patoloğa yardımcı olacağı kanaatindeyiz. Background: Dermatoscope is used to increase the precision ratio of clinical pre-diagnosis in terms of dermatological lesions. This study aims to compare statistical significance of dermatoscopic versus pathological diagnoses in terms of melanocytic and non-melanocytic lesions in which surgical excision is recommended. Methods: Dermatological examinations were performed by the same doctor with 15mm (10x focus), 8 white LED hand dermatoscope (3GEN DermLite DL 100). A total of 184 patients were enrolled; 116 of them were (63.04%) women, 68 of them were (36.96%) male. A total of 300 excision materials were compared in this study. Findings: The youngest patient was 7 years old and the oldest patient was 80 years old (average age was 36,47 years). 220 of the lesions were melanocytic, and 80 of the lesions were non-melanocytic. 190 of the melanocytic (86.36%) lesions had the same pathological diagnoses. 30 of the melanocytic (%13.64) lesions had different pathological diagnoses. 30 of the non-melanocytic (%37.5) lesions have the same pathological diagnoses. 50 of the nonmelanocytic (62.5%) lesions had different pathological diagnoses. Results: Melanocytic lesions had statistically significant (p=0.001) higher ratio of same (precise) diagnosis than non-melanocytic lesions. Dermatoscopy provided significantly higher rates of success in cases of melanocytic lesions. We believe that increasing of precision ratio of clinical prediagnosis is very helpful for pathologists in finding right diagnoses. In addition, follow up of patients, planning of surgical interventions would be greatly improved by right diagnoses.
Source
Van Tıp DergisiVolume
22Issue
3URI
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRjNE5EYzRPQT09https://hdl.handle.net/20.500.12450/251