İDEOLOJİK ÇEVİRİ KARARLARI VE HABERMAS’IN İLETİŞİMSEL EYLEM KURAMI IŞIĞINDA ÖNERİLER
xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2014Metadata
Show full item recordAbstract
Bu makale, çeviri yoluyla toplumsal değişimin altında yatan nedenleri esas almaktadır. Değişim, insanlar için olduğu kadar toplumlar için de kolay değildir. Dirençle karşı karşıya kalınmaktadır ve büyük çaba gerektirir. Toplum, birlikte yaşayan bir grup insan demek değildir yalnızca, ortak ilgileri olan alt-gruplardan da oluşmaktadır. Bu alt gruplar, farklı ihtiyaçlar ve farklı ideolojilere sahip olabilmektedir. Güçlü ideolojiler, toplumdaki zayıf olanlar üzerinde etkin olurlar ve çatışmalar ortaya çıkar. Çevirmenler, toplumlar arası etkileşimin odağında bu çatışmalara önemli ölçüde etki edebilirler. Eleştirel tarih, yeni yönelimlere yol açan olayların arkasında yatan nedenleri inceleyen bir alandır. Bu makalede toplumsal değişim, 16.yy. Rönesans dönemi çerçevesinde örneklendikten sonra ideoloji kavramına ve çeviri kararlarında ideolojinin oynadığı role dikkat çekilmektedir. Çeviri ve çeviri kararları üzerinden ideolojik nedenli çatışmaların ortaya çıkması ve bu çatışmaların çözümünde strateji belirlenmesi, Eleştirel Kuramın önde gelen düşünürlerinden biri olan Habermas'ın İletişimsel Eylem Kuramı ile ele alınmaktadır. Araçsal eylem ve iletişimsel eylem arasındaki farka dikkat çekilen kuramda insan odaklı eylemlerin gerekçelendirilmesinin ve uzlaşı yöntemlerinin geliştirilmesinin çatışmaların önlenmesinde etkin olacağı vurgulanmaktadır. Kuram, eylemlerin özünde insanların araçsal aklı kullanmalarını bazı ekonomik ve siyasi nedenlere bağlamaktadır. İletişimsel aklın kullanılması ile toplumsal değişimde eylemlerin, etik, akılcı ve işlevsel olması mümkün hale gelebilmektedir. Toplumsal etkileşimin odağında kaynak metnin seçimi ve çeviri stratejilerinin belirlenmesine katkıda bulunması çevirmen için etkin olabilir This paper deals with the presuppositions and intentions underlying social change through translation. Change is hard for men as well as societies to manage. It meams facing great resistance. Therefore, it requires a great effort, too. Society is not only a group of people living together, but it also consists of various sub-groups of people with similar interests. They may have different needs and embrace different ideologies. Strong ideologies tend to hold sway over other weak ideologies in society. Conflicts occur. Translators may play an important part in managing these conflicts. History can also be approached from the point of critical history which, by definition, aims to bring forward the historical reasons lying behind the events that give rise to new directions in history. This paper focuses on Étienne Dolet , a French translator, considered to be the first victim of the Renaissance Period in which he was burned at the stake for heresy and sedition due to the ideology of the period. A brief description of the Renaissance period was given, an example of ideology-based translation decisions was provided and some solutions were suggested by drawing on the Theory of Communicative Action put forward by Jürgen Habermas, one of the most prominent thinkers of the Critical Theory. He distinguishes between instrumental action and communicative action in his theory, thus stressing out the importance of justifiying human action and developing ways of “validity claims” among stakeholders in order to prevent conflicts from happening. The theory of communicative action may help translators set strategies in translation in terms of social interaction
Source
Turkish Studies (Elektronik)Volume
9Issue
12URI
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpjNE5URTBOQT09https://hdl.handle.net/20.500.12450/201