Finansal Durum ve Ticari Hayat ile İlgili Söylemlerin Cuma Hutbelerindeki Yeri
xmlui.dri2xhtml.METS-1.0.item-rights
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2023Metadata
Show full item recordAbstract
Milyonlarca kişinin aynı zaman diliminde bir araya geldiği ve dinlediği düşünüldüğünde Cuma hutbelerinin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Cuma hutbesinin amacına ulaşmasında konu seçimi ve hutbede gerçekleştirilen söylemlerin önemli bir rol oynadığı açıktır. Bu çalışmada Ocak 2014-Temmuz 2022 yılları arasında yayımlanan 451 Cuma hutbesinde toplumun tamamını ilgilendiren finansal durum ve ticari hayat ile ilgili söylemlerin hangi aralıklarla kendisine yer bulduğu analiz edilmiştir. Finansal durum ve ticari hayatı daha fazla açıklayacağı düşünülen faiz, ticaret, alışveriş, borç-alacak ilişkisi, vergi, rüşvet, hırsızlık, hile, tüketim kelimelerinin yıllar itibari ile frekans analizleri yapılmış ve Cuma hutbelerindeki yer alan söylemler incelenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında faiz, ticaret, alışveriş, borç-alacak ilişkisi, vergi, rüşvet, hırsızlık, hile, tüketim kelimelerinin toplamda 61 farklı hutbede 96 kez geçtiği ve bu kelimelerin en çok 2018 ve 2019 yıllarında kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu iki yılda toplam 42 kez bu kavramlar kullanılmıştır. Bahsi geçen yılların neredeyse yarısını (%44) bu iki yıl oluşturmuştur. Finansal durum ve ticari hayat ile ilgili kelimelerden ticaret kelimesi 22 kez, alışveriş 14 kez, tüketim ve hile kelimeleri ise 13’er kez Cuma hutbesinde geçmiştir. En az bahsedilenlere bakıldığında rüşvet ve vergi kelimelerinin yer aldığı görülmüştür. Dinimizce yasaklanan faiz kelimesinin 2017 ve 2020 yıllarındaki hutbelerde toplamda 10 kez geçtiği tespit edilmiştir. Bu hutbelerden yalnızca üçünde ana konu faiz olmuştur. Benzer şekilde 451 adet hutbenin yalnızca ikisinde vergi ödevi ve vergi kaçakçılığına kısaca değinildiği tespit edilmiştir. Finansal durum ve ticari hayata dair kavramlara Cuma hutbelerinde bazı yıllarda daha fazla bahsedildiği tespit edilmekle birlikte genel olarak yeterince değinilmediği görülmüştür.
Volume
13Issue
2URI
https://doi.org/10.48146/odusobiad.1167302https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1190254
https://hdl.handle.net/20.500.12450/3373